SELMA DEFNE KARATABAN & BERNA KARATABAN
“Şuna inanmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.” demiş Ata’mız. Bir eskrimci yetiştirmek de ve yahut bir eskrimci annesi olmak da bir eser değil midir? Bu sözler anneler ve kızlarımız arasında tatlı bir telaşla tartışıladursun bizler sporcumuz Sevgili Defne ve annemiz Sevgili Berna ile yaptığımız söyleşiye verelim dikkatimizi…
Öncelikle; samimi yanıtları için kendilerine çok teşekkür ediyoruz ve Defne’nin sporculuk kariyerine bir göz atıyoruz:
Sporcumuz Selma Defne Karataban 2004 yılında İstanbul’da doğdu. Yedi yaşında eskrim sporuna İstanbul Marmara Eskrim Spor Kulübü’nde başladı. Türkiye Eskrim Federasyonun klasmanında 6 yıldır turnuvalara katılmakta. Minikler, Süper Minikler, Yıldızlar, Gençler ve Büyükler klasmanlarında birçok madalya kazandı. Kulübümüzde birçok sporcumuzun “Sevgili Defne Ablası…”
Favori eskrim sporcusu büyüklerde Ysaora Thibus; kendi kategorisinde Matilde Calvenese.
En önem verdiği madalyası, Antalya Uluslararası Çocuk Kupasında, Süper Minikler ve Minikler kategorisinde kazandığı 2.’lik madalyası (Dedesi turnuvadan 1 gün önce vefat etmişti ve Defne dedesi için piste çıktı).
Annemiz Berna Karataban da 9 yıldır eskrim annesi. Telekomünikasyon sektöründe mesleğini sürdürüyor. Kulübümüzde 2015-2017 yılları arasında yönetim kurulu üyeliği yaptı ve kendi dönemindeki özverili çalışmalarıyla ön plana çıktı.
Defne’cim senden başlamak istiyorum:
SORU: Defne’cim eskrimle nasıl tanıştın?
CEVAP: Eskrimle babam sayesinde tanıştım. Beni HASAL’a, antrenman yaptığımız salona getirdi. Salonda o gün İrem Abla (Olimpik sporcumuz İrem Karamete) antrenman yapıyordu. O gün İrem Abla’mın tavsiyeleriyle bu spora başladım.
SORU: Marmara Eskrim Kulübü dışında bir kulüpte çalıştın mı?
CEVAP: Hayır çalışmadım.
SORU: Eskrim sporu, spor dışındaki hayatına katkısı oluyor mu?
CEVAP: Evet, tabi ki oldu. Eskrim, reflekslerimin gelişmesine, gerektiğinde hızlı karar verebilmemi sağladı. Spor, hayatımda disiplin sağladı. En iyi arkadaşlıklarımı spor sayesinde kurdum. Çok seyahat ettiğimiz için hem yurtdışında hem de yurtiçinde yeni yerler görmeme katkı sağladı.
SORU: Unutamadığın bir eskrim anını paylaşır mısın?
CEVAP: Sochi’deki ilk Avrupa Şampiyonasında, Deniz Selin Ünlüdağ’ın Avrupa Şampiyonu olma anı ve sonrasında kürsüde İstiklal Marşı okunmasını unutamıyorum. Çok güzel bir atmosferdi.
SORU: Eskirime gelemediğin zamanlarda nasıl hissediyorsun? Bu zamanlarını nasıl geçiriyorsun?
CEVAP: Sakatlığım nedeniyle geçen sene uzun süre antrenmana gelememiştim ve kendimi çok gergin hissediyordum. Normal zamanlarda antrenmanlara olabildiğince gelmeye çalışıyorum.
SORU: İleriye yönelik eskrim hayatınla ilgili hedefini veya isteklerini öğrenebilir miyiz?
CEVAP: Hedefim yurtdışı turnuvalarında derece elde etmek.
SORU: Eskrim denince ne hissediyorsun, tek kelimeyle alabilir miyiz?
CEVAP: “Başarının getirdiği mutluluk ve arkadaşlık…”
Şimdide eskrim velimiz Sevgili Berna Hanım’a sorularımızı yöneltiyoruz:
SORU: Eskrim sporunun, senin gözünden, Defne’ye nasıl bir katkısı oldu?
CEVAP: Defne küçükken çok hareketli bir çocuktu; enerjisini bu spor sayesinde atabildi, kolay odaklanmasına yardımcı oldu. Spor sayesinde özgüveni yüksek bir çocuk olarak yetişti. Girdiği ortamlarda kendini rahat ifade edebiliyor.
SORU: Kulübümüzün en deneyimli eskrim annelerinden birisin (Sorularıma her zaman sabırla yanıtlamıştır, teşekkürlerimi tekrarlamak isterim). Deneyimlerine göre bir eskrim annesinin yaklaşımı sporcuya karşı nasıl olmalıdır?
CEVAP: Valla ben de bunu tam bulabilmiş değilim (tebessüm ediyor). Ama şunu söyleyebilirim; maçlarıyla ilgili yorum yapmayın, yenildiğinde üzerine gitmeyin. Her durumda ailesinin yanında olduğunu ve onu her daim sevdiğinizi hissettirin.
SORU: Biz anneler olarak çocuğumuzu gözümüzün önünden ayırmak istemeyiz. İlk ne zaman Defne tek başına turnuvaya katıldı? Neler hissettin? Defne’yi nasıl motive ettin?
CEVAP: İlk kez, tek başına turnuvaya gidişi biraz zorunluluktan oldu. Defne de biraz bahsetti ama bizim için dönüm noktasıydı: Nisan 2015. Her yıl nisan ayında düzenlenen Uluslararası Çocuk Turnuvasına her zamanki gibi Defne ile birlikte gitmeyi planlıyorduk ancak turnuvadan bir gün önce kayınpederimi kaybettik. Ben zaten gitmekten vazgeçmiştim ama Defne için bu turnuvanın önemini bildiğimiz için eşimle birlikte Defne turnuvaya gitmek isterse desteklemeye karar verdik. Defne de “dedem için piste çıkacağım” dedi ve ilk kez biz olmadan turnuvaya katıldı. Defne zaten hikâyenin gerisini kendisi anlattı. Üzüntülü günümüzde hocalarımızın ve giden veli arkadaşlarımın Defne’ye o turnuvada gösterdiği desteği hiç bir zaman unutamam. Defne ilk yalnız turnuvasında kendi kendini motive etmiş oldu.
SORU: Bir dönem kulübümüzde başarılı yöneticilik dönemi geçirdin. Marmara Eskrim Kulübünde yeni yönetici adaylarına önerileriniz var mı?
CEVAP: Her yaş kategorisinin ihtiyacı farklı olabiliyor, hangi kategorinin neye ihtiyacı olduğunu iyi tespit edilmesi ve ona göre aksiyon alınması çocukların spor gelişimleri için çok önemli. Bu konuda en güzel kılavuz ise değerli antrenörlerimiz. Onların deneyimlerini dinlemek, zaman zaman sporcuların da görüşlerinin alınmasını önerebilirim. Yönetimde bulunmak, gerçekten büyük özveri ve içine girmeyenin anlayamayacağı kadar büyük fedakârlık gerektiriyor. Şimdiye kadar görev alan ve şu anda yönetimde olan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yeni Yönetime başarılar diliyorum.
SORU: Evde eskrim konuşur musunuz? Nelerden bahsedersiniz?
CEVAP: Evde eskrim konuşuyoruz tabi (gülümsüyor). Defne daha çok antrenmanda, turnuvada, maç anında, kampta yaşadıklarını anlatmak istiyor. Ben de eskrimle ilgili yazıları, kaynakları takip ediyorum ve okuduklarımı aktarmaya çalışıyorum. Ama çocuklar sporlarıyla ilgili anne babalarının bilgilerini dinlemekten çok hoşlanmıyorlar.
SORU: Bu sporu tercih edecek yeni eskrim velilerine mesajın var mı?
CEVAP: Flöre, küçük yaşta başlanacak bir spor. Öncelikle ne kadar erken çocuklarını flöre ile tanıştırırlarsa o kadar iyi. İlk seneler çocuğun sporu sevmesi de çok önemli tabi. Bu konuda antrenörlerimiz büyük destek oluyor. Spor hayatları boyunca velilere büyük özveri düşüyor. Maalesef veliler sayesinde çocuklar düzenli spor yapma imkânları bulabiliyor ama gösterilen her türlü fedakârlık ve özveriye değecek inanın. Hiçbir zaman pes etmeyin, bu yol çok uzun.
SORU: Marmara Eskrim ailesine mesajını alabilir miyiz?
CEVAP: Marmara Eskrim benim için çok özel, bu ailenin bir arada, ahenkle, sevgi ve saygı ile uzun yıllar bir arada kalmasını, başarılar sporcular yetiştirmesini temenni ederim. Çocuklarımız üzerinde emeği çok büyük olan değerli Hocalarımız Damir Sayfutdinov, Gökhan Akyalçın ve Ege Karakurt’a bu vesileyle bir kez daha teşekkür ederim.
Biz de Selma Defne Karataban’a ve ailesine teşekkür ediyoruz.
Röportaj ve Editör: Nihan Karcı Karavelioğlu, KİSK Başkanı, Mart 2020
ÖZGEÇMİŞ
İrem Karamete 1993 yılında İstanbul’da doğdu. On yaşında eskrim sporuna başladı ve daha sonra İstanbul Marmara Eskrim Spor Kulübünde devam etti. On beş yaşında milli sporcu oldu. Üst üste 9 kez flöre branşında Türkiye şampiyonu oldu. “2013 Akdeniz Olimpiyatlarında” bronz madalya kazandı. 2015 yılında Sırbistan / Niş kentinde düzenlenene “Balkan Şampiyonasında” gümüş madalya kazanmayı hak etti. Eleme usulü olimpiyatlara giden ilk Türk eskrimci sporcusu oldu. 2016 yılında Rio Olimpiyatlarında 27. sıradan girerek ülkemizi temsil etmiştir.