MEHMET KARAMETE
MARMARA ESKRİM KURUCU BAŞKANI
ANTRENÖR – HAKEM – SPORCU
OLİMPİK MİLLİ SPORCUMUZ İREM KARAMETE’NİN BABASI
1- Kulübümüzün kurucularından biri olarak, Marmara Eskrim Kulübünün dünden bugüne gelişimlerini nasıl buluyorsunuz? Avantaja çevirebileceğimiz önerilerinizi öğrenebilir miyiz?
Marmara Eskrim, potansiyeli çok yüksek eskrim kulübüdür. Şimdiye kadar sadece flöre branşında sporcu yetiştirmiş ve bu şekilde devam ediyor. Kulübün geçmişini, geleceğinin garantisi görüyorum. Daha büyük sporcu sayısını döndürecek çapta gelişmiş bir kulüp. Bunun için de büyüme ve kurumsal çalışmalar olmak zorunda. Siz de yapıyorsunuz.
2- Türkiye’de, eskrim faaliyetlerin ve kültürünün gelişmesinde Marmara Eskrim’in nasıl bir rolü olduğunu düşünüyorsunuz?
Öncelikle bir branşta uzmanlaşan bir kulübümüz var ve işin başından bu yana uluslararası başarıyı hedefledik. Sahip olduğumuz ekipman, aletler, pist, apare vs çoğu Avrupa eskrim kulüplerinde yoktur. İyi bir baş antrenörümüz var. Sporcularımızdan, Burak Babaoğlu 6 kere Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında madalya maçı yaptı. İrem Karamete, ülkemizi, 32 yıl sonra Olimpiyatlarda temsil etme başarısını gösterdi. Büyüklerde defalarca hem erkek hem de bayanlarda, Balkan ikinciliklerimiz oldu. Tüm bu unsur ve başarılar diğer Türk eskrimciler üzerinde çok olumlu etki yaptı. Hem de sadece flöre branşında değil.
Biz “ilk” olduk ve önden yürüdük. Ardımızdan diğer branşlarda ferdi ve takımlarda Avrupa ve Dünya Şampiyonlukları, ilk 3 madalyaları geldi. Türk eskrimciler, çalışırlarsa Türklerin de uluslararası alanda başarılı olabileceklerini yaşayarak gördüler ve gösterdiler.
3- Röportajlarınızda, doğru yetenek için doğru yatırımın önemini vurguluyorsunuz. Günümüz şartlarında düşündüğümüzde Türkiye’de eskrimi başarılı buluyor musunuz?
Hem de çok. Bizimkisi 1923’te kurulmuş bir federasyondur. TEF, 1997 yılına kadar, benim de Yönetim Kurulu Üyesi olduğum Cengiz Aydın başkanlığındaki federasyona kadar, tüm başkanlar devlet tarafından ve istinasız hepsi Ankara Eskrim Kulübünün üyeleri arasından atanmış ve zaten zayıf olan bütçenin önemli bir bölümü direkt ya da endirekt olarak bu kulübe harcamışlardır. Ortada çok önemli bir başarı da yok. Başarılar, 2007 yılında seçilen Müminhan Bilgin’in 8-10 yıllık ısrarlı çalışmaları, kaynak oluşturmaları, yurtdışına açılma çabaları sonucu gelmeye başlamış ve 2014-2015’ten itibaren başarıda adeta bir patlama yaşanmıştır.
4- Dünya standartlarında eskrim sporcusu yetiştirmeye başladığımızı kızınız İrem Karamete örneğinden yola çıkarak söyleyebiliriz. Daha fazla İrem’lerin yetişmesi için bizlere önerileriniz nelerdir?
Kendi dönemimde hedeflediğim ama gerçekleştiremediğim, rekabet ortamının oluşturulması esasına dayanan bir sistemin kurulması çözüm olabilir. Şu anda eskrimci sayımız çok fazla ve 2 ya da 3 gruba bölünüp gruplar arası rekabet ortamını oluşturmak bence oldukça iyi bir yöntem. Bununla birlikte; daha yoğun ve disiplinli bir çalışma ortamının oluşturulması gerekiyor. Şunun iyi bilinmesi önemli: Ferdi başarı, takım başarısının türevidir.
Marmara Eskrim’in her grupta takımı olmalı. Olimpiyatlara takım klasmanlarında ilk sekize girenler öncelikli olarak gidiyor. Federasyon ülke içinde takım organizasyonları yapmalı. Kulüp içinde de eskrimcilerin ferdi klasmanlardaki yerlerine göre kulübü temsil edecek takımların kimlerden oluşacağı belirlenebilir, yani kulüp çatısı altında farklı gruplarda olan eskrimcilerin en başarılıları kulüp takımında bir araya gelip kulübü temsil edecek takımı oluştururlar.
5- Federasyon ve Marmara Eskrim kulübünde yıllarca çalışmış bir kişi olarak, yıldız ve üst gruplardaki sporcularımıza ileriye dönük spor hayatlarında Mehmet Karamete olarak sizin önerileriniz nedir? Aynı şekilde veliler için de önerilerinizi alabilir miyiz?
İstanbul’da çocuk yetiştirmek zor ve sorunlu. Sporun olumlu yanları velilere vurgulanmalı, spordaki başarının okul başarısına olumlu katkısından söz edilmeli. Özgüvenli çocuk yetiştirmeye sporun olumlu katkısından bahsedilmeli. Aynı zamanda yurt içindeki burs olanakları, yurtdışı okullarda kabulde eskrimdeki başarının önemi büyük. Bu çerçeve de eskrimci velilerine de çocukları üzerinde bir müsabakada neden daha başarılı olamadığı konusunda baskıcı olmamalarını öneririm.
6- Bizimle eskrim hayatınızda sizde iz bırakan anınızı anlatır mısınız?
Size bir hikaye anlamama müsaade edin o halde: “Parmak Hikayesi.” Her şey bir parmakla başladı. İstanbul Erkek Lisesine yeni başladığım dönemdi. Yatılı olarak okuyordum. Bir akşam üstü, Murat Aksoy, eskrimci ağabeyimiz, yatakhaneye hızlıca girdi ve pür dikkat kesilerek işaret parmağını kaldırdı: “Sen, sen, sen, sen!..” dedi. Benimle birlikte yedi kişiyi, tamamen o anda parmağı kime tesadüf ettiyse seçti ve “Yarın eskrime başlıyorsunuz!” diyerek kesip attı.
Eskrimin adını dahi duymamış biri olarak o zaman başladı eskrim hayatım. Bugün, sevgili eşim Nili Hanım’la birlikteysem ve kızlarım İrem ve Merve varsa şu anda, bu parmağın etkisi çok büyüktür ve bu hikaye anlatılmaya değerdir. Hepinize sevgilerimi iletiyor ve çocuklarımızın gözlerinden öpüyorum.
Bu güzel söyleşi işin Mehmet Karamete ‘ye çok teşekkür ediyoruz.
Röportaj: KİSK Başkanı Nihan Karcı Karavelioğlu, Ekim 2019