Olimpik Eskrimciler: Miles Chamley Watson
“Eskrim, bir balo müziğinde dans etmek gibi de olsa Miles için bu ancak bir “hiphop”‘dur: Rahat, öngörülemeyen ve hayal edilemeyen hareketlerle doludur,” (Andy Lewis, The Red Bulletin, 2020).
Miles Chamley Watson, uzun boyu ve dövme kaplı vücuduyla bir eskrim sporcusundan daha çok bir manken profilinde. Watson, eskrimdeki başarısını profesyonel anlamda kullanarak gerek sponsorluk gerekse reklam gelirleriyle büyük gelirler elde etti. Ve bu durum, bir çok yeni eskrimci için umut oluşturdu. Miles, yeteneklerinin ve başarısının bu kadar büyük ölçüde maddi dönüşünün oluşunu “hayal bile edilemez, sanırım her zaman yeni bir LeBron James çıkabilir ama yeni bir Miles’ın çıkması çok da mümkün görünmüyor,” diyor.
Miles Chamley Watson ve Dikkat Eksikliği
Miles için hepsinden daha önemlisi, eskrim sayesinde hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumunu ilaç kullanmadan ve başka da bir tedavi almadan yenmesi oldu. Londra’da doğan Miles, dokuz yaşındayken New York’a taşınıyor. Çok yaramaz, ele avuca sığmayan ve asabi bir çocukluk geçirdiğini, “kelimenin tam anlamıyla bir kabustum herkes için” sözleriyle anlatıyor. Çünkü kendisinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olduğunu ve bir dönem anlaşılamadığını belirtiyor.
Okul hayatı tam bir kabus olmuştu. Kimseyle geçinemeyen ve sürekli taciz edilen bir çocuktu. Okul tarafından destek alması için değişik programlara yazdırılıyordu. Ve bir gün; öğretmenlerinden biri onun bir spor yapmasını ve bu sporun eskrim olmasını önerdi. Eskrimin dikkat eksikliği için odaklanmasını geliştireceğini ve hiperaktivitesi için de çok iyi bir çözüm oluşturacağını söyledi. Eskrim okulu hocasının ondan tek bir ricası oldu: “En az 3 ay denemelisin ve pes etmek yok!”
Miles, başladığı günden bugüne hiç bir zaman pes etmedi. Hep çalıştı; kendisiyle alay eden “Hey! Ne zaman kılıç yapacaksın?!” diyen arkadaşlarına kulak asmadı. Daha esnek ve hafif olan flöreyi seçti.
Eskrimin Süpermen’i
“Eskrim, en saf ve samimi spordur,” tanımını yapıyor: “Hızı saatte 120 km’yi bulan silahımla, karşımda sadece rakibim var. Peki kim kazanacak?”
“Eskrim maskesini taktığım anda Süpermen’e dönüşüyorum ve eskrim benim ritalinim,” diyerek dikkat eksikliğini bu şekilde yendiğini anlatıyor. Eskrim gibi sürekli hareket ve odaklanma gerektiren sporların bu bozukluğu alt etmedeki rolü yapılan çalışmalarda da gösterildiğinden Miles için elde ettiği sonuç inanılmaz olmuştu.
Milenyumla birlikte eskrimde yükselişe geçen Amerika’da, Miles da ilk kez ülkesine 2008’de Dünya Gençler Şampiyonluğunu getirdi. Devam eden yıllarda 12 kez dünya şampiyonasına ve olimpiyatlara katıldı.
Sanat için eskrim
İlk dövmesini 2012’de yaptırdı. Artık onun için bağımlılık ve bir ritüel haline gelmiş. Her önemli turnuva öncesi mutlaka bir dövme yaptırıyor: “Sanatı seviyorum; tarihe, fantastik öykülere bayılıyorum,” diyor.
Çocuklarla da arası çok iyi ve onlarla çok iyi anlaşıyor, “çünkü ben zorbalığa uğramış çocukların sesiyim,” diyor.
Bugün için Miles bir eskrimciden öte bir fenomen haline gelmiş ve bir çoklarına derin bir ilhan kaynağı olmuş durumda.
Kaynak: Endy Lewis, The Red Bulletin, 2000
Çeviren ve Düzenleyen: Nihan Karcı Karavelioğlu, KİSK Başkanı